ANA SAYFA2017Nisan11ÇOCUKSUZ SEYAHAT EDİLEBİLECEK 9 ROTA! Seyahat ÇOCUKSUZ SEYAHAT EDİLEBİLECEK 9 ROTA! Bazı gezilerde sadece iç sesinizin söylediklerine kulak vermeniz gerekir, dikkatinizi hiçbir şey dağıtmamalıdır. Malum düğün sezonu açıldı, yavaş yavaş birçok insan dünya evine giriyor ya da birçoğunuz çoktan girdiniz, belki de niyeti olmayanlardansınız. Belki eşinizle çocuklardan uzak bir seyahate çıkacaksınız, belki de kendinize alternatif balayı rotası belirlemeye çalışıyorsunuz. Travel + Leisure internet sitesinde Erika Owen “Bebeğiniz Olmadan Gezmeniz Gereken 9 Rota” yazısında bebeksiz hatta mümkünse çocuksuz ziyaret etmeniz gereken 9 rotayı anlatmış. Çünkü bazı geziler vardır hiçbir şeyin dikkatinizi dağıtmaması gerekir, sadece gördüklerinize odaklanmanız ve kendinizi beslemeniz gerekir. Az eşya ve fotoğraf makinanız ile büyüleyici yolculuk rotalarına hazır mısınız? İşte bebeksiz ve çocuksuz gidebileceğiniz 9 seyahat rotası! İzlanda Christian Kerber Farklı ve adrenalin dolu bir deneyim yaşamaya ne dersiniz? O zaman sizleri İzlanda’da Silfra volkanik püskürtmesi sonucu oluşan yarıkta tüplü dalışa ya da Thrihnukagigur Volkanı’nda yürüyüşe belki de buzuldaki bir mağarayı ziyaret etmek istersiniz. Ve tüm bu macera dolu serüven sonunda belki de tüm yorgunluğunuzu jeotermal havuz ve saunalarda atmak isteyebilirsiniz. Paris Celine Clanet Klişe ama ışıkların, aşkın ve romantizmin başkenti sanırım çocuksuz bir tatil için ideal rotalardan. Sevgilinizle ya da eşinizle el ele yürüyüp pastanelerde ve şarküterilerde soluklanabilir değişik tatları deneyebilirsiniz. Belki de Tuileries Bahçesi’nde (Jardin des Tuileries) ya da Eiffel Kulesi altında yapacağınız bir piknik için birkaç şey de alırsınız. Marais bölgesindeki şık butiklerden Orsay Müzesi’ne (Musee D’Orsay), Pompidou’ya (the Centre Georges Pompidou) veya Louvre’a kadar bebek arabası olmadan özgürce gezebilirsiniz. Belki de bu gezi sonunda Montparnasse‘de aperatif birşeyler atıştırır ve Left Bank’te konakladığınız otelinize kadar yürüyerek şehrin tadını çıkarırsınız. Route 66 Yolculuğu FrankvandenBergh/ Getty Images Araba yolculuğu sevenlerden misiniz? O zaman rüzgarı arkanıza aldığınız 3 bin kilometrelik bir araba yolculuğu ile Amerika kıtasını ve tarihini keşfe hazırlanın! Ana Cadde olarak bilinen ve Los Angeles‘tan Büyük Kanyon‘a, Colorado Gölü‘nden Rust Belt’e uzanan uzun bir yolculuktan bahsediyoruz. Kaliforniya’dan Şikago’ya gerçek bir Amerikan rüyası yaşayabilirsiniz. Yol üzerindeki gezilecek yerleri ziyaret edebilir, çeşitli konaklama seçenekleri deneyebilir ve yol üzerindeki restoranlarda farklı lezzetler deneyip bir mola alabilirsiniz. Her şekilde araba yolculuğunun dinlendirici ve her an yeni şeyler keşfetmenizi sağlayan büyüsüne hazır olun. Banff, Alberta Getty Images/Lonely Planet Images Bol oksijenli bir tatile hazır mısınız? UNESCO Dünya Mirası Sit Alanı olarak belirlenen Banff Ulusal Park‘ında bulunan ve etrafında eşsiz güzellikteki Louise Göl’ü bulunan Fairmont Chateau‘dan yerinizi ayırın ve bolca doğada geçireceğiniz bir tatile hazırlanın. Kış aylarında kır kayağı, köpekli kızaklarla ya da motorlu kızaklarla doğa keşfi yapabilirsiniz. Bunun yanı sıra daha da macera dolu bir tatil dilerseniz helikopterlerle götürüldüğünüz dağların zirvelerinden kayarak inebilir, helikopter turlarına katılabilir ya da buz tırmanışı yapabilisiniz. Daha sonra otelinizin spa’sında yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Yaz aylarında ise doğa yürüyüşlerine katılabilir, doğada ata binebilir ya da rafting yapabilirsiniz. Napa Vadisi Şarap Turu Alex Farnum Kahverengi ve yeşilin binbir tonunun ahenginin arasında üzüm bağlarının büyüsünde kaybolmaya hazır mısınız? 48 kilometrelik alanda toplam 250 bağ bulunan Kaliforniya’nın en ünlü gastronomi tur duraklarından birinde eşsiz bir bağ deneyimi sanırım yeterince cazip geliyor ve tamamen büyükler için olması da cabası olsa gerek. Bu yolculuğunuz sırasında bir araç kiralayabilir çevredeki tüm lezzet duraklarını tek tek gezebilir ve birçok şarap tadımı yapabilirsiniz. Monte Carlo Getty Images/Lonely Planet Images Kendinizi bir James Bond filminde hissetmek istiyorsanız adresiniz Monte Carlo olmalı. Fransız Riviyerası’nın bu şık şehrinde casinolarda gezebilir, prensin sarayının önündeki nöbet değişimini izleyebilirsiniz. Dilerseniz de bir araç kiralayarak Grace Kelly ve Cary Grant‘in başrollerini paylaştığı “Hırsızlar Kralı” – “To Catch a Thief” filminde Grand Corniche sahil yolunda geçen o meşhur sahneyi canlandırabilirsiniz. Tokyo Tayawee Supan/ Getty Images Çocuklara da hitap edebilen bir yer olmasının yanı sıra Japonya’nın en ilgi çekici şehirlerinden biri olan Tokya büyükler için de oldukça farklı deneyimler sunuyor. Sabah erkenden kalkarak Tsukiji balık marketini gezebilir, Shinto tapınaklarında tura çıkabilir, Sake tadabilir ya da Tokyo Whisky Library‘e göz gezdirebilirsiniz. Nihonbashi‘den Kanda Nehri‘e yolculuğa çıkabilirsiniz. Kabuki tiyatrosuna gidebilir, Chagohan‘da Japon yemek derslerine katılabilirsiniz ya da tam bir kawaii cenneti olan Kawaii Monster Cafe‘yi ziyaret edebilirsiniz. Dubai Daniel Gebhart de Koekkoek Birleşik Arap Emirlikleri’nin pırlantası olan Dubai’de büyükler için oldukça cazip yerlerden biri. Ultra lüks otellerinden yine birbirinden lüks olan havuzlarında zaman geçirebilir, kapalı alanlarda kayak deneyimi yaşayabilir ya da Dubai’nin devasa su parklarında zaman geçirebilirsiniz. Dubai aynı zamanda tam bir geleneksel hediyelik eşya cenneti olarakta bilinir. Küçük hediyelik eşya mağazalarından baharatlar, altın ya da çeşitli tekstil ürünleri alabilirsiniz. Geleneksel çarşı yerine şehrin en büyük alışveriş merkezlerinden olan Mall of the Emirates ya da dünyanın en büyük alışveriş merkezi olan Dubai Mall‘da zaman geçirebilir ve ihtişamı en derinden hissedebilirsiniz. Karnınız acıktığında dünyanın en iyi fine dining restoranlarından birinde mola verebilir, dünyanın en büyük akvaryumunu gezebilir, çölde safariye katılabilir ya da Jumeirah Beach Park’ın altın kumsallarında denizin tadını çıkarabilirsiniz. The Oslo – Bergen Tren Yolculuğu Getty Images/iStockphoto Tren yolculukları birçok zaman büyülü yolculuklardır. Doğanın içinde sanki masalsı bir diyara yolculuğa çıkıyormuş hissi verir insana. Eğer siz de trenle keşfetmeyi sevenlerdenseniz istikametiniz Bergen! Bergensbanen ya da diğer adıyla Bergen Hattı’nı kullanarak dünyanın en güzel tren yolculuklarından birini yapabilirsiniz. 7 saat süren tren yolculuğu Oslo’da son buluyor. Ve bu 500 kilometrelik yolculuk boyunca buzullar, fiyortlar, vadiler, karla kaplı dağların arasından birbirinden büyüleyici doğa manzaralarına tanık oluyorsunuz. Norveç size pek cazip gelen bir destinasyon değilse eğer Canada Rocky Dağ ya da Pullman Tren Yolculuğu gibi farklı destinasyonları da deneyebilirsiniz. Şimdiden iyi tatiller=) @mugztheblogger 2007 senesinde Ayazağa Işık Lisesi ve ardından 2011 senesinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu olan Mugz yarışmaya, yazmayı çok sevme kontenjanından katılıyor. MugzTheBlogger; hayat, aşk, kariyer ve daha birçok konuda yazıları ile sizinle buluşuyor. Yazıyı Paylaş Önceki Yazı90'LARIN EN SEVDİĞİM KLİPLERİ! Sonraki YazıAKTRİS JESSICA CHASTAIN'IN NEW YORK'TAKİ VİKTORYEN APARTMAN DAİRESİ! 11 Nisan 2017