ANA SAYFA2016Ocak4OFİSLERDE YENİ TREND: OYUN ALANLARI! Kariyer OFİSLERDE YENİ TREND: OYUN ALANLARI! Herşeyin oyunlaştırıldığı çağda, artık ofislerde de oyun alanları yaratılıyor! Herşey oyunlaşıyor! Eğitimler, yaşam, kariyer… Durum böyle olunca ofislerde büyük çocuklar için birer oyun alanı haline geliyor. Bunu ilk kez Google’da görmüştük. Hatırlarsınız belki, ofis mi oyun alanı mı belli olmayan bir alandı. İlk zamanlarda oldukça tartışma çıkmıştı. Böyle yerlerde çalışılabilir mi? sorusu akılları kurcalamıştı. Fakat savunulan şey belki de hayatımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz ofislerde insanların rahatlamaya, sosyalleşmeye ihtiyacı olduğuydu. Daha sonra ise bu alanların başarıyı katladıkları görüldü. Çünkü birincisi insanları motive ediyordu, yaratıcılıklarını olumlu yönde etkiliyordu ve en önemlisi çalışanların kaynaşması ve bir takım olduklarını hissetmeleri açısından oldukça faydalıydı. Durum böyle olunca birçok şirket herşeyden önce çalışanların motive edecek alanlar üzerinde çalışmaya başladı. Yaratıcılığı ve eğlenceyi artıracak alanlar! Google’ın ardından bu tür ofislerde en büyük açılımlardan biri de Glassdoor’dan geldi. Şirketlerin bu yönde adım atmalarının en önemli sebebi ise millenial dediğimiz milenyum çocukları. Çünkü yeni nesil klasik çalışma biçiminde kendini bulamıyor. Google ve Facebook ile büyüdüler, sosyaller, sıkı kurallar hoşlarına gitmiyor, özgür alanlar istiyorlar… Ve klasik çalışma koşullarından daha farklı koşullar hayal ediyorlardı. Ve şirketler onların sokakta aradıkları ne varsa hepsini ofise taşıdılar. Kahve standları, bisiklet sürebilecekleri alanlar, oyun konsollarının bulunduğu alanlar ve en önemlisi göze hitap eden tasarım alanlar oldu ofisler. Evet artık çalışmak daha eğlenceli! Belki bu durum ofis / büro mobilyası üreticileri için zorlu bir durum oldu çünkü geleneksel çalışma alanları değişiyor. Mesela Candy Crush’ın Stockholm’deki ofisi tam bir çizgi film stüdyosu gibi. Bir diğer eğlence firması Mind Candy’nin Londra’daki ofisi de Candy Crush’tan aşağı kalır değil! Geçtiğimiz sene en büyük mobil oyun ve platformlarından biri olan Chartboost yeni bir ofise taşındı ve bu ofiste de oyun alanları, konseptli konferans odaları göze çarptı. Sandığınız üzere bu sadece eğlence ya da teknoloji firmalarının seçtiği bir yöntem değil. Bir sigorta firması olan Acuity’nin Wisconsin’deki ofisi de oldukça eğlenceli ofislerden biri! Kreatif ajans olan Karmarama’nın Londra’ki ofisi de standartlara uygun ofislere hiç benzemiyor! Daha öncede bahsettiğim gibi iş hayatında ofis içi sosyalleşme oldukça önemli. Bunun farkında olan Coca Cola Londra’daki yönetim binasının çatı katında bir revizyona gitti ve bu alanı bir çatı barı haline getirdi. Sadece zevkli tasarlanmış ve eğlenceli ofisler değil tabii bu ofisler. Oyun alanlarının yanı sıra spor salonları ve daha birçok aktivitenin yapılabileceği alanlar bulunuyor. Çünkü artık günümüzde bir marka kültüründen bahsediyoruz. Eğlence ya da sosyalleşme dışında bu tür uygulamalar markaların onları temsil eden çalışanlarının gelişimi ve marka kültürünü yansıtabilmeleri için oldukça önemli. Aktif Ofisler! Mesela sağlıklı yaşam ürünleri sunan Clif Bar, şirketini temsil edenlerin de sağlıklı yaşam ve fit bir görünüme sahip olmalarının bilincinde olduğu için ofislerinde her türlü fitness aktivitelerinin yapılabileceği bir alan hazırlamış. Açıkçası benim de bayıldığım bir çalışma kültürüne sahip Patagonia çalışanlarının ofis ve sosyal hayatlarını dengeliyor. Nasıl mı? Sizleri masanızdan kaldırıyor. Mesela haftada bir kez bisiklet turlarına çıkılıyo, balık tutmaya gidiliyor, ulusal parklarda yürüyüşler düzenleniyor. Ve bunlar çalışma saatleri içerisinde yapılıyor. Zaten artık birçok ülkede de çalışma saatlerinde radikal reformlar yapıldı. Ülke bazında olmasa bile birçok firma bu konuda radikal değişikliğe gitti. Artık kimse 9-5/6 çalışmıyor. Mesela ülkemizde bunu benimseyen ilk firmalardan biri ise Borusan. Firma çalışanları seçtikleri iki günde diledikleri yerden çalışabiliyorlar. Ülke bazında baktığımızda ise İsveç’te artık mesai 3’te bitiyor. Esnek çalışma saatlerinden bahsetmişken, Türkiye’de esnek çalışma saatlerini benimseyen firmaların stratejilerini okumak için buraya tıklayabilirsiniz. Mola Zamanı! Çalışanların motivasyon ve enerjileri için ara vermelerinin önemli olduğunun farkında olan firmalar farklı alanlarla bu konuda açılımlar yapıyorlar. Mesela bir reklam ajansı olan Wieden&Kennedy’nin ofisinde çalışanların stres atmaları için ses geçirmez odalar hazırlamışlar. Hatta bu olay yerel yönetim ofislerine kadar sıçramış. Mesela New Mexico’da bulunan Las Cruces’e bağlı Dona Ana County ofisinde çalışanların stres atabilmeleri için sevebilecekleri kediler dolaşıyor. Bir iş yönetim firması olan Bain&Company’de de durum çok farklı değil. Esnek çalışma saatleri sunuluyor. “It Takes Two” adını verdikleri program kapsamında çalışanlar diledikleri iki aylığına işten ayrılıp kişisel hayatları ile ilgilenebiliyorlar. Dikkat Çalışmaları! Günümüzde oldukça trend olan zihin egzersizleri de firmaların markajı altında. Çalışanlarının zihinlerini hayatın olumlu yönlerine odaklayabilmek için dikkat egzersizleri düzenliyorlar. Mesela Google şirket içinde başlattığı “Search Inside Yourself” programı ile Yoga dersleri düzenliyor. Goldman Sachs, Barclays ve JP Morgan’da Google gibi bu tarz egzersizleri düzenleyen firmalardan birkaçı. Lisenin Gücü Adına! Tabii bu kültürü benimseyen firmalarında klasik bildiğimiz ofis tasarımına sahip olmasını beklememiz yanlış olur. Firmalar çalışanlarına kendilerini evlerinde hissedebilecekleri atmosferler yaratıyorlar. Mesela Google Toronto ofisinde bir liseli genç odası gibi tasarlanmış içinde DJ kabini olan ses geçirmeyen oda bulunuyor. Aynı şekilde en büyük bilet satışı firmalarından biri olan Ticketmaster’ın Manchester’daki yeni ofisinde de tüm duvarların etkinlik biletleriyle kaplandığı bir oda bulunuyor. Tabii bu biletlerin de bir özelliği var. Biletler çalışanların bağış yaptığı biletler. Volcom ofisi ise tam bir lise öğrencisinin barınabileceği türden. Ofis içerisinde kaykay pisti yer alıyor. Şirketin Genel Müdürü Remy Stratton bu konu hakkında şunları söylüyor; “Bilgisayara yapışan gözlerimizi dinlendirmek için bu alan harika! Tam da yorgunluktan masamıza düşüp kalacakken ayaklarımızın bizi götürdüğü bu alanda enerji depoluyoruz!” Üniversite Hayatı! Daha önce de bahsettiğim gibi firmalar için çalışanlarının kişisel ve kariyer eğitimleri de oldukça önemli. Bunun farkında olan firmalardan biri olan Bucketfeet çalışanları için oldukça bir şeffaf alan yaratmış ve bu çalışanlara göre her ay şirkette bir TED X konferansı düzenlenmesi gibi birşey. Bir gözlük markası olan Warby Parker ise çalışanlarının yaratıcılığını körüklemesi amacıyla bir kitap kulübü kurmuş ve bu kulüpte sadece macera kitapları okunuyor. Starbucks ise bu olayı bir adım daha ileri taşıyor. Geçtiğimiz aylarda duyurduğu, Amerika’daki tüm çalışanları (20 saat ve üzeri çalışanlar) için Arizona Devlet Üniversitesi ile birlikte hazırladığı “College Achievement Plan” ile üniversite mezunu olmalarını sağlıyor. Markalaşan Ofisler! Firmalar bu tarz ofislerle sadece eğlence sunmuyor aynı zamanda kendi marka kültürlerini de yansıtıyor. Mesela Ban Do’nun Los Angeles’taki ofisi pembe ışıltılı ofis markanın kimliği ile eş. Onefootball firmasının yeni yönetim ofisi ise marka kimliğini başarılı yansıtan alanlardan biri. Çim halı kaplanmış konferans odaları, 3 şeritli koşu parkuru ve ofis koridorlarının sonunda ise penaltı kullanabileceğiniz alanlar. Bunun dışında çalışanların maçları izleyebileceği 4 metrekarelik bir ekranda bulunuyor. Marka kimliğini başarı ile yansıtan diğer bir firma ise NFL. Markanın sportmen kimliğine oldukça uygun tasarlanmış. Yönetim Ofisleri! Bugün markaların ofisleri klasik bir ofisten çok tatil kampına benziyor. Mesela TOM’S ayakkabılarının Los Angeles’ta bulunan yönetim merkezi iç ve dış aktivitelerin yapılabileceği devasa bir alana sahip. Lego’da bunun bir diğer güzel örneklerinden. Bir çocuk oyun alanını yansıtmasının dışında Lego’da “kamp yapmak yok” kuralı var. Yani çalışanlar her 90 dakikada bir masalarından ayrılmak zorundalar. Selgas Cano’nun Londra’daki ofisi ise birçok aktiviteyi barındıran ofislerden biri. İçerisinde kafe, üyelik sistemi ile çalışan bir kulüp, meditasyon alanı, Penguin kitaplarının bulunduğu kütüphane, müzik etkinliklerinin düzenlendiği alanlar bulunuyor. Ayrıca çalışanlar haftayı dans ile bitiriyor! Ütopik İş Hayatı! Geçtiğimiz aylarda içerisinde çatı katı barı, çatı havuzu, ofis içi futbol sahası ve tırmanış duvarı bulunan Google yönetiminin Londra’daki yönetim binası için hazırladığı yeni tasarım yeterince “Google stili” bulunmadı. Artık firmalar şehir içi binalar ya da bina katlarından çok içerisinde her türlü yaşamsal aktivitenin bulunduğu bir köy kuruyorlar. Yani yukarıda saydığımız yeni tarzlar da artık yeterli değil. Ve bu alanlar ise bir marka köyü gibi oluyor. Anlaşılan çalıştığımız yer, beraber çalıştığımız insanlar ve ofisimizin stili artık bizim nasıl biri ve hangi statüye sahip olduğumuzun yeni göstergesi. Mesela Lego çalışanları “sanki altın bilet kazanarak girdiğim bir Charlie’nin Çikolata Fabrikası turu gibi” olarak tarif ediyorlar çalışma alanlarını. Peki tüm bunlar gelecek için ne ifade ediyor? Yani, ofisler artık bizleri daha çok eğlendirecek, bizimle ilgilenecek, sağlığımızı düşünecek, sosyalleşmemizi sağlayacak, bizim kişsel gelişimize katkıda bulunacak ve en önemlisi eğlendirecek! @mugztheblogger 2007 senesinde Ayazağa Işık Lisesi ve ardından 2011 senesinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu olan Mugz yarışmaya, yazmayı çok sevme kontenjanından katılıyor. MugzTheBlogger; hayat, aşk, kariyer ve daha birçok konuda yazıları ile sizinle buluşuyor. Yazıyı Paylaş Önceki YazıİLGİNÇ KİTAPLIK ÖNERİLERİ! Sonraki YazıGİRİTLİ RESTORANI BİLİYOR MUSUN? 4 Ocak 2016