ANA SAYFA2015Haziran10YOLDAN ÇEKİLİN HEDEFTEYİM! Kültür - Sanat YOLDAN ÇEKİLİN HEDEFTEYİM! Kariyer yolunda olanlar buraya! Bu sözü içimden geçirdiğimde sanırım sene 2003 ya da 2004’tü. Lise 1’de kalmış ve dolayısıyla yeniden Lise 1’i okuyacaktım. O sene anlamıştım bu hayatta ne olursa olsun yanında ne kadar yakının, dostun, akraban kısaca kim olursa olsun yalnızsın. “Bir yol çizmek zorundasın Müge!” dedim kendime. Bir hedefim yoktu ama bir amacım vardı, ne yaparsam yapayım başarılı olacaktım. “Bir insanın tek amacı bu olmalı” diye atıldım hayat yoluma. Öncelikli hedefim liseyi başarıyla bitirmek ve üniversiteyi kazanmaktı. Çok yönlüydüm, neredeyse birçok konuya merakım vardı. Üniversite de ise babamın sunduğu seçenekler arasından benimle en çok özleşen bölümde buldum kendimi. Babam, okul ve çalışma hayatım ile ilgili mezuyu daha iyi anlayabilmek için “Faşist Lider, Ben, Eğitim ve Kariyer” adlı benim her seferinde yine eğlenerek okuduğum yazıma bakabilirsiniz. Üniversitenin daha ilk sene yaz aylarında staja başlamayı kafama koymuştum. O sene babamı kaybetmiştim çünkü. Bir kez daha anlamıştım. Bu hayata ne kadar erken atılırsam, ne kadar çok şey öğrenirsem o kadar bir adım önde olacaktım. Kendimi bir şekilde meşgul etmeliydim ve benim için en yararlı seçenek ise kariyer yoluna koyulmaktı. “Eee Müge şimdi neden anlatıyorsun bunları? Nereden esti?” diye sorarsanız çünkü şimdi yazının başlığındaki kitabın yazarı devreye giriyor. Babamı kaybettikten sonra oturduğumuz sitede birçok komşu annem oldu. Babam yoktu ama onun yerine birçok anne kazandırmıştı bu olay bana. Annemin yeri hep ayrıydı ama onlar beni aralarına almış, onlardan biri olarak karşılarına muahhtap alıp tüm sohbetlerine beni ortak etmiş. Hatta bazen annemi de aradan çıkararak bana misafirliğe gelmeye başlamışlardı. Hepsi bir yerinden tutmuştu hayatımı. Aralarından biri vardı Bahar Abla’m. O benim hayatımın kariyer çıkış kapısını tutmuş ve beni bu yolda yönlendirmekten gocunmamıştı. Ve o sene ben ilk stajımı onun altında farklı bir departmanda yapmıştım. Evet, teorik olarak ilk işimi o vermişti bana. Seneler geçti ve ben ne zaman iş yaşamında sıkışsam, sorun yaşasam, bir büyüğe danışacak olsam soluğu onun yanında almıştım. Evet, Bahar Madazlı, benim kariyer koçu komşu annemin ilk kitabı raflarda yerini aldı. Kitabının adı “Yoldan Çekilin Hedefteyim!”. Kitabının çıktığını duyduğum an koşa koşa Remzi Kitapevi’nde aldım soluğu ve mağaza görevlisinin “kitap bugün çıktı ama herkes onu soruyor” demecinden sonra hınzır bir gülümseme belirdi yüzümde- “sormaz mı tabii ki soracak, bu Bahar Ablam’ın kitabı” gülümsemesiydi. Coştum, dağıldım çok. Şimdi sadede geri dönüyorum. Evet, “Yoldan Çekilin Hedefteyim” kariyer yolunda olan, yola çıkmadan adım atacak, yol üzerinde soluklanacak herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap. Madazlı, kitabında ünlü kişi ve düşünürlerin hayat kesitleri ve öğütleri ile harmanlayarak anlatıyor kariyer yolunu. Özellikle kariyer hayatındaki gençlere sesleniyor. Eksiklerimizi ve neyi neden yapmamız gerektiğini dikta etmeden bizlere bizim gibi anlatıyor. Kitap “Ama çokta anne gibi konuştu” değil, “keşke susmasa” dediğimiz bir yaşıtımız gibi anlatıyor iş yaşamını, kariyer yolunu ve bu yolda bizi bekleyenleri… Önsözüyle ele geçiriyor insanı kitap. Hemen paylaşıyorum; “Kitabın duygularında yolculuk edebilmek için bir ışığa ihtiyacınız olacak. Kitabı okurken bu ışık sizin rehberiniz olabilir ama onu nerede ve nasıl kullanacağınıza siz karar vermelisiniz. Çünkü yaşadığınız hayat sizin tercihinizdir. İsterniz ışığınızla beraber bütün olayların üstesinden gelebilir ve güce giden yola nasıl ulaşacağınızı öğrenebilirsiniz. Verdiğinmiz büyük-küçük anlık kararlar geleceğimizi şekillendiren tohumlardır. Neyi yapabileceğinizi berlirleyip bir karar verdiğinizde yaşamınız ve şansınız değişmeye başlar. Herşey tek bir anlık karar verip eyleme geçmekle başlar ve bu karar iş yaşamınızda hayallerinizin ötesinde bir gerçeklik elde etmenizi sağlayabilir.” Ardından tam da bu sözleri pekiştiren ve sağlam adımlar atabilmeniz için sizi cesaretlendirecek pek çok hikayeden geliyor. “İskoçya’da yoksul mu yoksul bir çiftçi yaşardı. Adı Fleming’di. Günlerden bir gün tarlada çalışırken bir çığlık duydu. Hemen sesin geldiği yere koştu. Bir de baktı ki, beline kadar bataklığa batmış bir çocuk kurtulmak için çırpınıp duruyor, bir yandan da avazı çıktığı kadar bağırıyor. Çiftçi çocuğu bataklıktan çıkararak acılı bir ölümden kurtardı. Ertesi gün Fleming’in evinin önüne gelen gösterişli bir arabadan şık giyimli bir aristokrat indi. – Oğlumu kurtardınız size bunun karşılığını vermek istiyorum dedi. Yoksul ve onurlu Fleming ” Kabul edemem” diyerek ödülü geri çevirdi. Tam bu sırada kapıda çiftçinin küçük oğlu göründü. – Bu senin oğlun mu? diye sordu aristokrat. Çiftçi gururla; – Evet, dedi. Aristokrat; – Gel seninle bir anlaşma yapalım. Oğlunu bana ver, iyi bir eğitim almasını sağlayayım. Eğer karakteri babasına benziyorsa ileride gurur duyacağın bir kişi olur. Uzun süren konuşma sonunda Fleming ikna oldu ve oğlu aristokratın desteği ile eğitim gördü. Aradan yıllar geçti. Çocuk Londra’daki St. Mari’s Hospital Tıp Fakültesi’nden mezun oldu ve tüm dünyaya adını penisilini bulan Sir Alexander Fleming olarak duyurdu. Bir süre sonra aristokratın oğlu zatüreye yakalandı. Onu ne mi kurtardı? Penisilin! Aristokratın adı Lord Randolp Churchill, oğlunun adı ise Sir Winston Chuchill’di.” Ve Madazlı şu satırarla bitiriyor önsözü… “Kararlarınızın sonucu her ne olursa olsun keyfini çıkarın. Hiçbir şey beklemeden yol alın. Karşılığı nasıl olsa gelecektir.” Doyamadınız değil mi? Ben okumaya doyamadım. Aaa yok artık tüm kitabı da buraya yazamam guys. Hemen bayinizden ısrarla bir tane “Yoldan Çekilin Hedefteyim” isteyin=) “Ya tamam sen tanıyorsun da, kimdir Bahar Madazlı?” diye soracak olursanız, hemen anlatıyorum. 9 Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği mezunu Madazlı, mezuniyetinin ardından o zamanlar için oldukça yeni bir sektör olan bilişim sektöründe “yazılımcı” ünvanı ile kısa süreli eğitimin ardından “Yazılımcı” ünvanı ile başlar 30 yıllık kariyer yolculuğuna. “Biliyormuş gibi yap, öğrenmemen için hiçbir sebep yok” der ve yeterli donanıma sahip olmadan bir işe başvurur. Hakkında tek bir kelime bile bilmediği programlama dilini soluksuz, gece gündüz çalışarak öğrenir ve yıllar sonra bu azim ona Türkiye’nin en büyük bankalarından birinde bugün hepimizin hayatını kolaylaştıran Elektronik Fon Transferi (EFT) programının ilk yazılımcılarından biri olma şansını sunar. Ve Türkiye’nin önde gelen firmalarından birinde “Yazılımdan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı” ünvanı ile bitirmiş gibi yapar kariyer yolunu ama küllerinden yeniden doğar. Kitap yazmanın dışında Madazlı ayrıca İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümünde öğrencilik hayatına kaldığı yerden yılmadan devam etmektedir. İşte soruyorsunuz ya “Nasıl bu kadar güçlüsün herşeye rağmen? Nasıl yorulmuyorsun o kadar şeyle uğraşıyorsun?” diye. Benim arkamda başta annem olmak üzere Bahar Madazlı gibi böyle güçlü ve akıllı kadınlar, komşu annelerim var. Böyle kadınların arasında sizce durup dinlenmek ayıp değil mi? Onlar bile durmadan arı gibi üretirken, ben yan gelip yatmayı kendime yakıştıramıyorum. P.S: Kitabınla değil sadece varlığınla aydınlatıyorsun çevren ve ötesini Bahar Madazlı! İyiki varsın, iyiki bu kitaptan önce, çok önce benim hayatımın bir ucunda o menekşe gözlerinle nöbet tutmuşsun! P.S 2: Evet benim ondan öğrendiğim kendimi her daim ayakta tutabilmek için en güzel hilemdir “Biliyormuş gibi yap, öğrenmemen için hiçbir sebep yok”. Siz de deneyin=) @mugztheblogger 2007 senesinde Ayazağa Işık Lisesi ve ardından 2011 senesinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu olan Mugz yarışmaya, yazmayı çok sevme kontenjanından katılıyor. MugzTheBlogger; hayat, aşk, kariyer ve daha birçok konuda yazıları ile sizinle buluşuyor. Yazıyı Paylaş Önceki YazıDÜNYANIN EN İYİ 50 RESTORANI! Sonraki YazıOLSEN İKİZLERİ ÇOK BÜYÜDÜ! 10 Haziran 2015