ANA SAYFA2014Aralık17BEKARLIK SULTANLIK MIDIR? Aşk-Evlilik BEKARLIK SULTANLIK MIDIR? Müzmin bekardan sesli düşünceler… Son zamanlarda etrafımdaki herkesi kitlediğim tek bir gündemim var; “Ben çirkin miyim?” Evet, son zamanlarda etrafımdaki herkesi bu soru ile kitliyorum. Doğal olarak senelerdir yalnız olmamı belli bir sonuca bağlama çabası içerisindeyim. Öncelikle kendimi bildim bileli hayatımda kimse olmadı artık bunu kaçıncı kez söylediğimi bilmiyorum=) Son bir haftadır bunun nedenlerini araştırmaya adadım kendimi. Kendimce çıkardığım sonuç, “çirkin” olmam ya da erkeklerin o etkilendikleri auraya yani çekiciliğe olmamam. Etrafımdakilerden ise her kafadan farklı bir ses, bir hikaye; biri “sen yaklaş” diyor, biri “kısmet” diyor, biri “güzellik çirkinlik değil mevzu çekicilik” diyor… Diyor da diyor kısacası… Özetle sorun benim güzelliğim çirkinliğimde değil ama hala bir sonucumuz adamakıllı bir cevabımız yok. Evet, sonuca daha ulaşamadım ama oturdum düşündüm, müzmin bekarlık sultanlık mı benim için? Herşeyi olduğu gibi bunu da sorguladım. Gelelim madde madde sonuçlarına… Haydi guys hep beraber önce avantaj ve sonra da dezavantajlarına bakalım… Avantajlar! Kafam Rahat! Herşeyden önce kafam rahat, ne kendimi, ne de birini gerebilecek problemlere sahip değilim. Modern ilişkinin getirdiği ekstra her yükten muafım. Bir yere mi gideceğim, basıp gidiyorum, birşey mi giyeceğim, istediğimi giymekte özgürüm, erkek arkadaşlarımla iletişimim de hiçbir engelim, “acaba o ne der?” sorunsalım yok. Ya da biri için 5N 1K sorularım yok. Evet kafam rahat… Beden Benim! Kilo mu aldım, spor mu yapamadım, makyaj mı yapmadım, saçım mı tülerdi, göbek mi yaptım… Bunların hiçbiri problem ya da bir kuruntu nedeni değil benim için. Mesaj mı? 7/24 bir mesaj trafiğim yok genellikle arkadaş gruplarımla muhabbet eder, ara ara özel günlerde Whatsapp dışındaki normal mesajlarıma birçok abonesi olduğum markalar ve bankalardan nazik mesajlar alırım. Biri telefonumu istediği kadar kurcalayabilir, o kadar kalbim kadar beyaz bir sayfa=) Dezavantajlar! Dezavantajları ise genellikle her iki boyutta hem sosyal hem de kişisel oluyor bu işin! Aynada Kendine İltifat Etmeye Çalışma Çabaları… Bu olayın öncelikle kişisel bir boyutu var ki, gerçekten bunun özellikle altını çizmek istiyorum. Benim kendimi güzel bulmama nedenlerimden biri de, birinin bu zamana kadar benden hoşlanmaması olduğunu düşünüyorum. Çünkü aynaya baktığımızda kimsenin kendine çirkin diyeceğini düşünmüyorum, ya da düşmanın olmadığı sürece kimse sana “Çirkinsin!” demez. Tarafsız birinden bu yönde herhangi bir iltifat alamayınca insan doğal olarak böyle düşünüyor. Psikolojik boyutu ise korkunç! İnsan, hiçbir zaman dişiliğinden dolayı takdir görmediği için, zaten yürünecek bir potansiyeli olmadığı için boşvermişim dünyaya modunda ne kendine özen gösteriyor ne de zamanla herhangi feminen bir özelliği kalıyor. Yani dişil özelliklerini yitirmeye başlıyorsun. O işve, cilve o naz o eda hafif hafif silinmeye başlıyor ve zamanla tüm bu vasıflarını kaybetmeye başlıyorsun. Hoşlanıyorsun ama harekete de geçemiyorsun haliyle! Aslında çirkin olmadığına, bir erkek tarafından gözlerinin içinde yıldızlarla sana bakılabileceğine inanmak istiyorsun ama o seneler çıkıyor karşına “Ya bırak Allasen bunca sene olmamış, bunca seneden sonra mı öyle bakacaklar?” diyor ya… Offf! O an zaten “hadi kapat gidelim” diyorsun. Evet şimdi “Ya insan zaten herşeyi kendi için yapar ki” diyor olabilirsiniz, doğru. İnsan önce herşeyi kendi için yapar tabii başkası için de yapan bir kesim var o ayrı ama sonunda insanların bakışları, büyülü büyülü bakışları seni daha da motive ediyor ve bu zamanla kendine güveni geliştiriyor. Yani dişil özelliklerinin yanısıra kendini ezen ve kendine güveni olmayan biri haline geliyorsun. Gruptaki evli çiftlerin, sevgililerin çocuğu; ben! Haliyle arkadaş gruplarımda birçok arkadaşım sağlıklı bir genç olarak ya evli ya da bir sevgiliye sahip ve toplu çıkıldığında ise mutlaka o gruplarda ben ya da en fazla bir benden daha yalnız oluyor. Ben ise onların yanlarında çocuk gibi kalıyorum. Haliyle bu durum beni gerdiği kadar onları da oldukça geriyor; “Aman Ali Rıza Bey çocuk görmesin” dercesine ne sarılıyor, ne de öpüşüp koklaşabiliyorlar. Bana Yine Arızalı, Bana Yine Hüsran… “Ya Müge yeme bizi bunca sene biri bile mi gelmedi?” geldi. Orada bir problem yok ama gelen insanlardan biri de insan olmaz mı? Değildi! Hani diyeceğim ki bende bir problem var. Mesajlar ortada, yapılanlar ortada etrafımdakiler de benimle birlikte yeni insan çeşitleri tanıdılar gerçi hepi topu 3 adet ama olsun. O da birşey=) Tabii ben bugünlere, bu sorulara, sorunlara kolay kolay bir günde gelmedim. Mesajlaşılıyor eyvallah, herşey iyi güzel adamlar ortada yok. Hani ne yapıyorum diyeceğim, siz de soruyorsunuz şu an biliyorum, çünkü boşuna kaçmıyorlardır, ama yok artık gördüğüm herkese mesajlarla birlikte ben nerede yanlış yaptım sorusuyla koşuyorum. Ama hepsinde aynı cevap; “ben böyle birşey görmedim”. Hayır bana mı denk geliyor, paratoner gibi türünün tek örneklerini çekiyorum anlayamıyorum. Ve bu durum insanı karşı cinsten de, yaşanacak herşeyden de soğutuyor. Çünkü insanoğlu kendini birşeye o kadar çabuk şartlıyor ki, anlatamam ışık hızında adeta. Doğal olarak ne birşeye başlamak istiyorsun, ne de birine yaklaşmak çünkü önceki tecrübelerin ket vuruyor içindeki aşka dair tüm umutlara… Tabi özellikle sizlerin de yorumlarını merak ediyorum? Bekarlık sultanlık mıdır? Bence, özetle zihin olarak bakarsak, bekarlık öyle böyle değil baya bildiğin sultanlık ama bunun hissiyat, duygu yoğunluğu ve yaşının gerektirdiklerinin yaşanması açısından kölelik, bildiğin tutsaklık! @mugztheblogger 2007 senesinde Ayazağa Işık Lisesi ve ardından 2011 senesinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu olan Mugz yarışmaya, yazmayı çok sevme kontenjanından katılıyor. MugzTheBlogger; hayat, aşk, kariyer ve daha birçok konuda yazıları ile sizinle buluşuyor. Yazıyı Paylaş Önceki YazıBENİM KÜÇÜK KAHRAMANIM... Sonraki YazıSEN BENİ HATIRLARSIN... 17 Aralık 2014