ANA SAYFA2014Nisan18ERKEKLERİN VAZGEÇEMEDİĞİ KADINLAR… Düşünce Defteri ERKEKLERİN VAZGEÇEMEDİĞİ KADINLAR… Bazı kadınlar vardır ki, erkekler uğruna rakı masasına oturur, seneler geçer çözmeye çalışır, yine de çözemezler ve yine de onlardan vazgeçemezler… Annem benim hayatımın şekillenmesinde gerçekten çok önemli bir örnektir. Babam zor bir adamdı. Titizdi, ne zaman neye parlayacağı belli olmazdı. Buna rağmen annem, hep sakin, hep huzurlu, hep hayatı günlük güneşlik yaşardı. Arkasına atardı her yaşadığını, hiçbir olayda gram sesini çıkarmazdı. Tartışırlardı, annem susardı, babam inat ederdi, annem yine susardı. Önceleri, küçükken korkuyor sanırdım. Seneler sonra, aklım başıma erdiğinde, artık anne – kızdan öte arkadaş olmaya ve herşeyi konuşmaya başladığımız senelerden birinde sordum; “Neden hep sustun? Neden hiç cevap vermedin?” “Ne gerek var?” dedi. Anlam veremedim. Suratımdaki şaşkın ifadeyi görünce; “Ben laf söylemesini bilmiyor muyum? Ben cevap vermesini bilmiyor muyum? Tabii ki de biliyorum. Ama ben de ona laf yetiştirseydim ne olacaktı?” “Ne demek yani? Nasıl? Haklıysan tabii susmayacaksın!” Tüm feminist duygularım bir anda kabardı. Konu babam dahi olsa, haksızlığın karşısında gerçekten hiç hazmım yok! “Ben de cevap verecektim ve siz sürekli kavganın olduğu bir ortamda büyüyecektiniz. Susmama rağmen hep ben haklı çıktım, insan zaten haklı olduğu birşeyde neden bağırsın ki? Belki yarın belki on gün, belki on sene sonra benim haklı olduğumu anladı ve itiraf etti. Ben ne kendimi yordum. Ne kendimi zorladım ne de yıprattım.” “Yok arkadaş, kabul edemiyordum. Ne demek yani? Haklıysan tabii sesin çıkacak” diyordum içimden ama daha fazla da uzatmak istemiyordum. Annemi hayretlerle izliyordum. O zaman tabi evlilik, ilişki, kadın ve erkekleri daha yeni tanımaya başlıyorum ve kabullenemiyordum. Annem, naif, zorluğu, kaprisi olmayan, tutturmayan, çanta vb. şeyler peşinde koşmayan, gerçekten kendini evine ve çocuklarına adayan bir kadındı. Önce bizdik. Onun için. Kendiyle ilgili gram hırsı yoktu. Ben hep söylenirdim, sen niye bilmem kimin annesi gibi değilsin, neden çalışmıyorsun, neden şunu yapmıyorsun. Hatta bazen babama o kadar sinirlendiğim olurdu ki, boşan ben arkandayım bile derdim. Ama o, onun içindeki o huzur, o rahatlığı hiçbir zaman anlayamazdım. Sonra babamı kaybettikten sonra, babamın asistanı ile ilk defa çok zaman geçirdik ve anneme; “Siz aradığınızda eli ayağına dolaşırdı. Ve size inanılmaz saygı duyardı” dedi. İşte annemin zaferlerinden biri daha taçlanmıştı. İşte o zaman anlamıştım neden sustuğunu, neden sesini çıkarmadığını… Çünkü ne adamlar gördüm, sağda solda karısının zayıflıklarını ve daha birçok namahremini anlatan… Annem her girdiği tartışmadan, bambaşka bir zaferle çıkmıştı, işte o gün anladım. Zaman içerisinde geçtiğimiz gün gözden geçirdim hayatımı. Erkeklerden kızları dinledim, evli olan adamlardan kadınları dinledim. Şaşkındım! Ben de annem gibi olmuştum. Kaprisi olmayan, mızmızlığı olmayan. Herşeyi zamana bırakan, zaman içerisinde, annemle ilk konuştuğumuz günlerdeki feminist yanım çoktan uçup gitmişti. Çünkü o adamların anlattığı kız ben değildim! Evet, zorluklarım var. Ama kimsenin hayatını zindan etmiyor. Kimsenin varlığına, özgürlüğüne müdahalede bulunmuyordum, bulunmamıştım. Ama bakıyorum, erkeklerin istediği bu değil. Annem ve ben gibi kadın ve kızların peşinden koşmuyorlar. “O eskidendi. Artık devir değişti, eee tabi kadınlarda değişti”, olmuştuk biz. Kısacası geçtiğimiz gün yazdığım konuya geliyor, kolay değil, zor olacaksın. Önce nazın kaprisin olacak. Elin sıcak sudan soğuk suya değsede değmiyormuş gibi davranacaksın. Prenses gibi büyümesen de öyle büyütülmüşsün gibi hissettireceksin. Kısacası sen değil, olmak istediğin seni göstereceksin! İçinden geldiği gibi değil, hırslarının sana verdiği replikleri okuyup, o piyesleri oynayacaksın! Açıkçası, beni tanıyanlar bilir, gerçek bir prenses değilim. Ama kaba tabirle; gerçekten prenses gibi büyütüldüm. Ama bu naz kaprisin gramını yapmadım. Bir dediğim iki edilmedi ama yapmadım. Çünkü bizim dilimizde kaba tabirle prenseslik denen şey; naz kapris car curt değil! Prenseslik ağırbaşlılık, prenseslik dediğin şey nerede ne konuşacağını bilmek, prenseslik, kendi değerlerini ayaklar altına aldırmamak! En azından bana dedemden ve babamdan öyle öğretildi. Etrafta o kadar değişik insan varki. Hem kadın, hem erkek. Bir masalın içerisindeler. Bir rüyayı yaşama çabası içindeler. Kendi hayatıma baktım. Evet, gerçekten bir prenses gibi büyütüldüm. Bir istediğim iki edilmedi. Ama buna rağmen bir gün olsun, isteklerim, hırsım, egom uğruna tek bir kişinin canını yakmadım. Tek bir kişiyi üzmedim. Üzemedim. Ve bugün annem, sergilediği güzel örneğin meyveleri ile her gün bir başkasından bizlerle ilgili duyduğu övgüler, iyi niyetler ve iltifatlarla gururlu ve başı dik yürüyor. Ama biz onun eseriyiz. Ama sonra dönüp bakıyorum, böyle davranmadığım için ne ah aldım, ne kimseyi peşimde köpek ettim. Ne kimseyi yorup yarıda bıraktım. Günün sonunda kafam rahat ya, ben ona bakarım. Kimsenin hayatına dair ne bir mahçupluğum, kimsenin hayatına kattığım zorluğum yok ya, işte onun vicdani hafifliği hiçbirşeyde yok. Ama ben yine de, erkeklerin o vazgeçemediği kadınlardan olmayacağım. Ne olursa olsun! Çünkü biliyorum; bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa 10 yıl sonra… Bir gün dönüp baktığımda, huzurlu olan ben olacağım. Annem gibi… P.S 1: Annem hep “Aman evde yaşadığımız herşeyi yazma” derdi. Cem Yılmaz’a babasının “Bizi elaleme güldürme” dediği gibi. Çok birşey yazdığımı söylemeyin=) P.S 2: Annemin bu internet dünyası ile çok işi yoktur. Yazılarımı bile peşine düşmessem okumaz. Ara ara birşeyler yazdım dediğimde; “Beni yazıyor musun?” diye sorar. “Aman seni ne yazıcam be!” der geçerim. Ama annem, ben senin hangi güzelliğini yazayım. Okuyanlar bunu ona iletirler. Şayet ben o sorana kadar anlatmayacağım bu yazıyı =) @mugztheblogger 2007 senesinde Ayazağa Işık Lisesi ve ardından 2011 senesinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu olan Mugz yarışmaya, yazmayı çok sevme kontenjanından katılıyor. MugzTheBlogger; hayat, aşk, kariyer ve daha birçok konuda yazıları ile sizinle buluşuyor. Yazıyı Paylaş Önceki YazıGELİNLİĞİMİ BERTA HAZIRLAMAZSA EVLENMEM! Sonraki YazıASİ VE COOL BEBEKLERİN ARABASI! 18 Nisan 2014