ANA SAYFA2014Ocak4MUTLU MUSUN? – İYİYİM BEN! Aşk-Evlilik MUTLU MUSUN? – İYİYİM BEN! Yunus sordu, ben adamın gözlerine bakarak, kalbime sanki bir bıçak saplanırcasına vücudumun her yerine batarken o sorular, gözlerimi alamadım ondan! Muhtemelen geçtiğimiz günlerde yayınlanan “Vicdan” dizisinde Yunus ve Keriman’ın yemek sahnesi izleyenlerin birçoğunda aynı etkiyi yarattı. “Mutlu musun?” diye sordu, “Neden?” diye sordu, “Sana ne yapmış olabilirim?” diye sordu, “Kaçma!” dedi, “Gitme!” dedi. Her söylediği, ağzından çıkan her soru, daha da acıttı. Bir kadın ya da erkek olun, farketmez. Hayatımızın belirli anlarında hepimiz biraz Keriman’ızdır, bazıları için, seneler sonra bile hala. Basit sorular aslında, bir cevabı yok değil, denklem değil, problem değil. Ama cevabı, hatamızın, korkumuzu, cesaretsizliğimizi gözler önüne sereğinden, Yunus’larımızın önünde küçük düşeceğimizden, onun mutsuzluğunun sebebinin resmi olarak biz olacağımızı anladığımızdan susarız. Ben, kendi hikayemin birçok bölümünde Keriman’dım. Kaçtım hep. Nedensiz. Çünkü benim de kimsenin, kaçtığı insan Yunus’un, Yunus’larımın dahi bilmediği, kendi küçük kafamca daha iyi olacağını düşündüğüm sebeplerim vardı hep. Tıpkı, Keriman’da Yunus’un telefonunun olmaması gibi mazeretler hazırlamıştım hep, inandıracağımı düşündüğüm. Sonra, bu sabah hayatımdaki Yunus’ları temsilen, Yunus çıktı karşıma sorular sormaya başladı. Dağıldım! Yunus çok haklıydı. Keriman’lar olarak, onların hayatlarından çaldığımız an’lar, günler, haftalar hatta seneler oldu, maalesef! Belli bir zaman sonra da, çıkıp karşılarına şundan diyemedik. Çünkü onlara dönüp baktığımızda, hayatlarında herşey yoluna girmişti. Biliyorduk, biz dahil olacağımız an, ilmek ilmek işledikleri o hayat dağılacaktı. Düzen bozulacaktı. Biz aslında kendimizce onların iyiliği için, onların mutluluğu için sustuk. Tek kelime dahi sesimizi çıkarmadık. Nasıl, hangi yüzle çıkaracaktık ki? Biz akıllı da değiliz, güçlü de değiliz, sorun da çözmüyoruz, kimseyi de mutlu etmiyoruz. Biz de cesaretin c’si yok! Biz bir insanı yerle bir edip, sonra karşısına geçip diyoruz ki; “Hadi kalk güçlü ol!” Olamaz! Bir gün o karşında dimdik duran Yunus, yerden kalkıp dirildiği günlerin hesabını bize soracak, kaçış yok! Biliyorum, o Yunus’lardan biri karşıma çıksa, mutlu musun? diye sorsa, ben de aynı Keriman gibi soğuk kanlı bir şekilde iyiyim der, en iyi yaptığım şey sahte bir mutluluk takınıveririm suratıma. Belki soğur, belki istemez. Ama gördük ki, o Yunus’lar bir gün karşımıza dikilecek, en beklemediğimiz bir anda bizden hesap soracak ve peşini de bırakmayacak. Gözlerimizin içine baka baka, biz onların o denli baktığını görecek kadar yüzümüz olmayacak ama soracaklar; “Ben sana ne yapmış olabilirim?” Şimdi takkeyi önümüze alıp, düşünme zamanı. O gün geldiğinde, biz onlara ne cevap vereceğiz? Öyle büyük aşklar, ayrılıklar yaşamaya gerek yok sizi hırpalaması için, benim için en iyi dizi sahnelerinden biri arasında giren bu sahne gidişlere, terkedilmelere, yarım kalanlara, kapanmayan hesaplara, söylenmeyenlere ve vicdanımıza yük olan herşeye değindi. Bir yerinden dokundurdu. Sabahtan beri izliyorum, Yunus sordukça ben ağlıyorum. İşte Vicdan, burada devreye giriyor. O acı, o üzüntü, o huzursuzluk bambaşka birşey… Buyrun, yiyen varsa izlesin=) İzleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız… (Korkmayın, dizinin hepsini izlemeyeceksiniz, ilgili bölüm açılıyor hemen, az bekleyin guys=) [youtube=http://www.youtube.com/watch?v=QeM2IKlPwaM&w=560&h=315] P.S: Bu Timuçin Esen, öyle bakmasın, öyle konuşmasın, Gurbet Kadın’ında beri adama hastayım adama. Ben böyle bakan, böyle konuşan bir adam görmedim. Tebbirkler yine ekrana kitledi! Bunu hep yapıyor! Yalan mı? @mugztheblogger 2007 senesinde Ayazağa Işık Lisesi ve ardından 2011 senesinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu olan Mugz yarışmaya, yazmayı çok sevme kontenjanından katılıyor. MugzTheBlogger; hayat, aşk, kariyer ve daha birçok konuda yazıları ile sizinle buluşuyor. Yazıyı Paylaş Önceki YazıACABA NASIL BİRİ? İŞTE ONUN HAKKINDA BİLGİ EDİNEBİLECEĞİNİZ 7 ŞEY! Sonraki YazıZOR SEVDİĞİMİZDEN DEĞİL, HEP KORKTUĞUMUZDAN! 4 Ocak 2014