ANA SAYFA2013Ağustos22KELEBEĞİN RÜYASI… Aşk-Evlilik KELEBEĞİN RÜYASI… Bir kelebek rüyası da benden… Bir günlüğüne de olsa, bana kelebek olma şansı tanımıştı hayat. Tanımadığım birinin eline konmuşum çok uzaklarda… Belki şansı olmuşum karanlığının, belki de hayatındaki siyahın beyazı… Belki tüm aşık suratına güneş gibi doğan bir gülücüğün sebebi, Feri giden gözlerinin rengi, ışığı… Bir gece geçirmişiz, hayattan, hayatlarımızdan çok uzak bir yerlerde. Yarının akıllarımızda olmadığı bir gece… “Gece kelebek mi olur?” demeyin! Gece kelebeğiydim ben, işitme ve duyu kokusu çok hassas olan bir kelebek! Kendimize nasıl bir işkence yapmışız halbuki. Hatırlamak istemesek bile unutamayacağımız bir gece… O benim son gecem olmuş mutluluktan, aşktan yana. Şu an yokum! Bir gecedir kelebek! O gece, üremem, soyumu devam ettirmem gereken gece, tüm türdeşlerim birer birer tırtıl yumurtalarını bırakırken etrafa, ben onun sadece hissedebileceği ama kimseye anlatacak kelime bulamayacağı bir duygu bıraktım, hem de bir insana… Bir aşk yumurtası! Belki başka bir hayatta çıkarım karşısına. Belki elleri, gözleri, dili olan bir insan olarak… Güldüğünde gamzelerine dokunurum. O gece bir an bile, “daha fazla olsaydı zamanım” diye geçirmedim içimden, istemedim. Biliyordum çünkü kanun buydu! Zaten o büyü bozulmamalıydı. O büyü kalbimizde sihirli, dudaklarımızda mühürlü kalmalıydı. Yoksa böyle anamazdık ki yaşadığımız o sihiri… Çirkinleşirdi belki, her ilişki gibi günden güne… Kader, bir anlık kararlarla ani ve kritik olanlarla mı çizilirdi? Yoksa, hayatın bizi sürüklediği nokta mıydı kaderimizi şekillendiren? Eğer öyleyse, bir rüzgarla kendimi onda bulmuştum. Ne de olsa hayatta herşeyin bir nedeni vardı değil mi? Herşey birbirine misinalarla bağlanmıştı. Dışına çıktığımızda, çıkamadığımızda… Bir tırtıl olmakla başladı benim hikayem. O iğrendiğiniz “böcek” dediğiniz tırtılla… Sonra baktığınızda büyülendiğiniz birkaç dakika sonra acıdığınız, belki de son günümü hain planlarınıza esir düşüp bir kavanozda geçirecektim, herşeyden habersiz… Onun ellerine konmakla devam etti o günüm, sonra ayrılırken, ellerinde can verirken bitti… Aşk, kelebek olmak! Aşk, umarsızca kendini onda bulmak! Aşk, sonu düşünmemek! Aşk, tadında yaşanınca, Aşk! Aşk, onla geçirilen bir saniye! Aşk, onu araken kaybolmak! Aşk, zayıflık! Aşk, zahirlik! Aşk… P.S: Kış aylarında onlarca yazdığım yazıyı barındıran defteri bulmanın dayanılmaz mutluluğu içerisindeyim=) Daha geliyor… Bekleyin;) Fotoğraf: therabbitway.com @mugztheblogger 2007 senesinde Ayazağa Işık Lisesi ve ardından 2011 senesinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu olan Mugz yarışmaya, yazmayı çok sevme kontenjanından katılıyor. MugzTheBlogger; hayat, aşk, kariyer ve daha birçok konuda yazıları ile sizinle buluşuyor. Yazıyı Paylaş Önceki YazıHOW TO NOT FIND A BOYFRIEND IN 24 YEARS! =) Sonraki YazıİNSAN NELERDEN VAZGEÇER... 22 Ağustos 2013