ANA SAYFA2013Mayıs8ZÜLFÜ LİVANELİ'DEN BEKLENEN KİTAP! Kültür - Sanat ZÜLFÜ LİVANELİ'DEN BEKLENEN KİTAP! Birine âşık olmak, bir uçurumun kıyısında gözü bağlı yürümek demektir. Başına neler geleceğini hiçbir zaman bilemezsin. Sonu ölüm de olabilir, cinayet de, intihar da…Sakin bir balıkçı köyünde genç bir kadının cinayete kurban gitmesiyle başlar her şey. Dünyadan elini eteğini çekmiş emekli inşaat mühendisiyle genç, güzel ve meraklı gazeteci kızın tanışmasına da bu cinayet vesile olur. Kurguyla gerçeğin karıştığı, duyguların en karanlık, en kuytu bölgelerine girildiği hikâye, daha doğrusu hikâye içinde hikâye de böylece başlar. Modern bir Binbir Gece Masalı’nın kapıları aralanır. Ancak bu kez Şehrazad erkektir. Kardeşimin Hikâyesi aşkın mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye davet eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve tehlikelerine dair nefes kesen bir roman. Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız. Sizlerle kitaptan bir parça paylaşıyorum… “Mantıksız gibi geliyor ama o sabah uyandığımda tuhaf bir haber alacağımı biliyordum. Karadeniz’in lacivert dalgalarıyla baş başa kalmış olan bu ıssız köyde geçen her gün birbirinin aynısı olduğu için burada insanların heyecanla konuşacağı olaylara pek sık rastlanmazdı. O günün de ötekiler gibi sessizce akıp gitmesi gerekirdi ama galiba başka şeyler olacaktı. O mahmur sabah saatlerinde bir cinayet haberi alacağımı bilmiyordum elbette ama bir haber gelecekti. Daha yataktan çıkmamıştım, gözlerim kapalıydı, arkalarında fosforlu çizgiler bırakarak yıldırım hızıyla hareket eden mor tavşanları izliyordum. …………… Sonra yine o meraklı ve sevimli haline büründü. Örneğin, öfke duyup duymadığımı sordu. Gülümseyerek, böyle bir duyguya sahip olmadığımı söyledim. Sonra ardı arkası kesilmeden kıskançlık, nefret, korku, intikam, merhamet, gurur gibi şeyler duyup duymadığımı sordu, ben de hepsini “Hayır” diye yanıtladım. O zaman iyice ciddileşti, gözlerini gözlerime dikip, yüzüme bir trajedi kahramanı gibi bakarak “Peki aşk?” dedi. Yine “Hayır” dedim. Bir dakika sessizlik oldu, gözlerimin içine baktı. “Galiba sizde ego yok” dedi. “Yok!” dedim. “Doğru bildiniz.” “Şimdi size küfür edip, şu kaynar kahveyi başınızdan aşağı döksem ne yaparsınız?” diye sordu. “Önce kendimi korumaya çalışır, sonra da saçma bir hareket yaptığınızı düşünürüm” dedim. “Bana kızmaz mısınız?” “Hayır!” Zülfü Livaneli’den bahsetmek gerekirse… Romanları 34 dilde yayımlanan Ömer Zülfü Livaneli, 1946 yılında doğdu. Ankara’da Maarif Koleji’nde okudu, Stockholm’de felsefe ve müzik eğitimi gördü. 1972 yılında fikirlerinden dolayı askeri cezaevinde yattı, 11 yıl sürgünde yaşadı. Harvard ve Princeton gibi saygın üniversitelerde konferanslar ve dersler veren, romanları, fikirleri ve müziği ile dünya basınında övgülerle karşılanan bir sanatçı olan Livaneli, edebiyat, müzik ve sinema alanlarında 30’dan fazla ulusal ve uluslararası ödül sahibi. Livaneli, 1999 yılında San Remo’da En İyi Besteci ödülüne layık görüldü. Müzik eserleri Londra, Moskova, Berlin, Atina, İzmir senfoni orkestraları tarafından icra edildi ve Zubin Mehta, Simeon Kogan gibi şeflerce yönetildi. Türkiye dışında Çin Halk Cumhuriyeti, İspanya, Kore ve Almanya’da da çok satanlar arasına giren romanlarıyla, Balkan Edebiyat Ödülü’ne, ABD’de Barnes and Noble Büyük Yazar Ödülü’ne, İtalya ve Fransa’da Yılın Kitabı Ödülü’ne, Türkiye’de ise Yunus Nadi Ödülü’ne ve Orhan Kemal Roman Ödülü’ne layık görüldü. Livaneli, dünya kültür ve barışına yaptığı katkılardan ötürü 1996 yılında Paris’te UNESCO tarafından Büyükelçilikle onurlandırıldı ve Genel Direktör danışmanlığına atandı. 2002-2006 yılları arasında TBMM’de ve Avrupa Konseyi’nde milletvekilliği görevinde bulundu. @mugztheblogger 2007 senesinde Ayazağa Işık Lisesi ve ardından 2011 senesinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu olan Mugz yarışmaya, yazmayı çok sevme kontenjanından katılıyor. MugzTheBlogger; hayat, aşk, kariyer ve daha birçok konuda yazıları ile sizinle buluşuyor. Yazıyı Paylaş Önceki YazıKÜÇÜK ELLERİNLE SEN, NELER ÖĞRETİRSİN... Sonraki YazıEN BÜYÜK MODA GECESİ! 8 Mayıs 2013