ANA SAYFA2013Ocak29Uzun ilişkisi olanın ruh hali… Aşk-Evlilik Uzun ilişkisi olanın ruh hali… “Uzun ilişkisi olupta psikolojisi düzgün birini ben daha tanıyamadım” Geçen gün Twitter’da tam da yatmak üzereyken dikkatimi çekti bu tweet. Uzun uzun düşündüm. O gün, tam da bunu özetleyen, hatta bana “Neden birbirini seven iki insan, birbirine böyle davranır ki?” sorusunu sorduracak bir olaya tanık oldum. Kimse durduk yere delirmez, buna inanırım. Ama asıl içinden çıkamadığım sorun şu; “Bir insan, karşı tarafın hassas olduğu konu üzerinden niye onu vurur?” “Neden ona zarar verir?” Ya da, “Birbirini tuhaf bir şekilde, herşeyden, kendi sevgisinden bile kıskanan iki insan nasıl bu kadar çirkinleşebilir?” Evli ya da sevgili olsun gerçekten çiftlere kavga hiç yakışmıyor. Tartışabilirsin, sabaha kadar ama bu kadar çirkinleşme gibi bir lüksün olmamalı. Yani birbirine karşı hakarete varacak sözler söyleyecek kadar çirkinleşmek gibi bir lüksün yok! Herşeyden önce karşı tarafı da geç, at bir kenara. Önce kendin için, kendine olan saygın için, onca zamandır bizzat içinde bulunduğun ilişkiyi kendi ellerinle bu kadar basitleştirme-me-lisin. Ben böyle düşünürüm. Evde bile anlaşamazsın, yeri gelir çeker çıkarsın, yeri gelir avazın çıktığı kadar bağırırsın en sevdiğin aile üyelerine, bir yabancı ile anlaşamamam çok doğal. Çok klişe ama ailemizi seçme gibi bir şansımız maalesef olmuyor da, eskiler için konuşamam ama şimdilerde sevgiliyi ya da eşi de zorla kakalamıyorlar ki… O kızı ya da adamı sen seçmedin mi? Bu kadar uzatana kadar anlayamadın mı ne olduğunu? Herhangi bir psikolojik problemin yoksa, en küçük birşeyde kan beynine sıçramaz, avazın çıktığı kadar bağırmazsın. Demek ki, canına tak etmiş ve üstesinden gelemediğin bir problemle savaşıyorsun uzun zamandır. Aşk gözlerini o kadar da kör etmemeli! O zaman en başa dönüyoruz, aklının hiçbir şekilde kabullenmediği biri, kafa yapının hiç örtüşmediği biri neden hayatında? Yaşam tarzının ayrı bir uç olduğu birini neden senin yaşam tarzına uydurmak için savaşıyorsun? İlişkinin ne kadar sürdüğü değil ki sorun! Asıl şimdiki ilişkilerin yapısında bir sorun var… İlişkiler bu zamanlarda neden bu kadar yıpratıcı? Bunun cevabını kabataslak vermek gerekirse, biz ilişkilerin biraz cılkını çıkardık. Anlaşabilmekten, aklımızı uydurmaktan çok tenlerimizi uydurmaya önem verdik. Aklı çalışsın demedik, dudakları çalışsın dedik. Birlikte zaman geçirelim demedik, aynı yatağı paylaşalım yeter dedik. Bana iyi davransın demedik, yanımda güzel dursun dedik… İşte bunları dedik, çokta iyi etmedik. Sonuçlarını şimdi hepimiz yalnızlıkla ödüyoruz. Tanıdığım birçok kişi ya yalnız, ya da gerçekten hastalıklı ilişkilere sahip. Ama kimseye kızmayalım bunu bu hale biz getirdik. Neyse… Sorun ne olursa olsun, karşındaki, sevdiğin, “hayatta hiçbirşeyi değişmem”, “kalbini kimse kırsın istemem”, “onun canını acıtanın alnını karışlarım” vb. ifadeleri orada burada savurduğun insanı önce sen neden yaralıyorsun? Öyle bir özgürlük mü verildi eline? Kimse yapamaz da bir tek sen mi yapabilirsin? Onu ne kadar sevdiğini ona hergün hatırlatmazsın ama en ufak bir kabahatinde fırsatını yakaladın mı, onu yerle bir etmek için herşeyi yaparsın. Şimdi aşk bu mu? Sevgi de bu o zaman… Sonra da cumbulop yatağa… Tamam sorunun üstü örtüldüyse problem yok. Bir daha kavga edersin, yine barışırsın, sonra laçka, saçma sapan bir ilişki, saygı duyma tenezzülünde bulunmadığın, sadece yanında duracak biri var hayatında. Ne kadar güzel ya… Kusura bakmayın ama ben bu tür ilişkileri gerçekten kabullenemiyorum. İki tarafımda iki sevgili otursun bir ay boyunca sürekli “biz birbirimizi seviyoruz” deseler de inanmam. Aşk değil o, sevmek hiç değil! Kendinizi kandırmayın. Bir aşk veya sevgi o seni bir araya getiren her neyse, arada saygı olur. Karşındaki adam ya da kadın olsun sen onun duruşuna, gücüne, kararlılığına, bağlılığına, bakış açısına kısacası onu o yapan, cins özellikleri dışındaki şeylere vurulursun. O adam ya da kadın öyle biridir ki, onun herşeyine saygı duyarsın önce. Kesin şimdi bunu okurken “Müge, çok büyük konuşuyorsun, seni de göreceğiz” diyorsunuz… Açıkçası bende yazarken bunu kendime sürekli tekrarladım. Ama yaparsam zaten bir şekilde haberiniz olur, o zaman siz de benim ağzımın payını verirsiniz, ödeşiriz=) Şaka bir yana maalesef öyle bir yanım var ki, tartışmaya hatta hakarete varacak ateşli bir tartışmaya girdiğim aşk anlamında biri olmadı ama çok arkadaşlık bitirdim. Kanayan bir yer varsa, atmaktan yanayım, kalbim ne kadar acıyor olursa olsun… Müge… @mugztheblogger 2007 senesinde Ayazağa Işık Lisesi ve ardından 2011 senesinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu olan Mugz yarışmaya, yazmayı çok sevme kontenjanından katılıyor. MugzTheBlogger; hayat, aşk, kariyer ve daha birçok konuda yazıları ile sizinle buluşuyor. Yazıyı Paylaş Önceki YazıSevgililer Günü program önerisi Vol.1 Sonraki YazıYine yeniden Baby-G! 29 Ocak 2013