ANA SAYFA2013Ocak15Herşeyi zamana bırak! Düşünce Defteri Herşeyi zamana bırak! Bir daha izlememek üzere kendime söz verdiğim sanırım ikinci film Dear John. Bir kez daha kendime işkence seansını tamamladım. Tabii ki, etkisinden kurtulmak için zaman geçiriyorum… Klasik “teen movie” gibi durmasına rağmen aslında herkese birçok şey hatırlatabilen bir film. Herşeyden önce bana “zaman”ın öyle ya da böyle geçtiğini hatırlatıyor her izlediğimde. Ne zaman canımı sıkan bir şey olsa, ne zaman bir şeyler olsun diye acele edip hemen karar vermeye çalışsam aklıma Savannah geliyor. Ne zaman her şeyden kaçmak istesem aklıma John geliyor. Yani şöyle, askerlik kariyerinin peşine düşen John’dan umudu kesen Savannah onu bekleyemeyeceğini hayatının devam ettiğini ve onu önemsemediğini düşünerek bir başkasıyla evlenir. Bunu öğrenen, herşeyden kaçmanın ait olduğu yerden uzaklaşmak olduğunu sanan John, aslında hiç kaçamayacağı hayatına daha çok “keşke” ve “pişmanlık” katarak yoluna devam eder… Ta ki, babasının hastalığı dolayısıyla kaçtığı yere tekrar dönene ve gerçeklerle yüzleşene kadar. Genel olarak unutmamamız gereken bir şeyi hatırlatıyor bu film bize, “Başına ne gelirse gelsin, bir nedeni olduğunu düşünüp, sabırla geçmesini beklemeyi”… Notebook’ta da öyle olmuyor muydu? Önyargılar, sabırsızlık ve engel olamadığımız içgüdülerimiz bizi sevdiklerimizden, yaşayacaklarımızdan hatta belki de geleceğimizden alıkoymuyor mu? Yenilmemeliyiz hayatın bu oyununa gelmemeliyiz. Her geleni yabancı bir misafir gibi düşünmeliyiz. Her şekilde kabul edip, güçlü gözükmeli ve kendimizi çok teslim etmemeliyiz. Küçüklükten beri herşeyimi paylaşırım annemle. Doğru veya yanlış olsun herşeyimi anlatırım. Üzüldüğüm, kafamın takıldığı veya içlendiğim ne varsa birbir söylerim. İki sene öncesine kadar bana ne zaman ” Zamana bırak…” dese sinirlenir, sonunda tüm öfkemi ondan çıkarır ve yanından ayrılırdım. Fakat şu son iki senede gerek hayat, gerek aşk, gerek arkadaşlık açısından zamana bırakmayı denedim. Gerçekten işe yarıyormuş. Gerçekten zamana bırakmak, unutmak veya üstünü kapamak değilmiş. Ne üzülmek, ne sinirlenmek, ne başkalarından öfke çıkarmak işe yaramıyormuş. Tam tersine sakin olmak, unutmamak ama sürekli o düşünceyle de yaşamamak herşeyi zamanın adaletine bırakmak, paha biçilmezmiş. Adeta seni üzenler, seninle dalga geçenler, seni hafife alanlar, seni güçsüz görenler, seni beğenmeyenlerin sende neden olduğu tüm o hayal kırıklığının ve kalp acısının öcünü zaman alıyor ve bir de sana da gösteriyormuş… Zaman, ilerledikçe daha önceki yılların aksine en yakın dostum sıradaşım oldu… Ama zamana yardımcı olan, herşeyin arkasında saklanan, kalp acılarının ve hayal kırıklıklarının huzur bulmasını sağlayan gizli özne “Adalet”. Gerçekten insan büyüdükçe, daha çok farkına varmaya başladıkça daha iyi anlıyor, daha iyi görüyor. Sizce? Müge… @mugztheblogger 2007 senesinde Ayazağa Işık Lisesi ve ardından 2011 senesinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu olan Mugz yarışmaya, yazmayı çok sevme kontenjanından katılıyor. MugzTheBlogger; hayat, aşk, kariyer ve daha birçok konuda yazıları ile sizinle buluşuyor. Yazıyı Paylaş Önceki YazıSu arıtma istasyonundan ev! Sonraki Yazı"Nasıl hissediyorsan öyle?" 15 Ocak 2013