ANA SAYFA2011Aralık1SENİ DÜŞÜNDÜKÇE, HIZLI YAŞIYORUM! Aşk-Evlilik SENİ DÜŞÜNDÜKÇE, HIZLI YAŞIYORUM! Bir tek en sevdiğini hatırlayınca, herşeyi acele yaşayıp bir yerlere yetişme telaşında olan ben miyim? Hayatı adeta hızlandırılmış şekilde yaşayıp, onca şeyi bir anda yapmaya çalışıyorum. Sanki ileride bir yerlerde, birkaç zaman ötede sen beni bekliyorsun ve ben sana koşarcasına yetişmeye çalışıyorum. Anlamsız bir heyecan, zamansız aksilikler çıkıyor, sinirleniyorum başaramayağımı seni yakalayamayacağımı düşünüyorum. Aksilikler daha da artıyor, heyecanlanıp herşeyi daha çok birbirine karıştırıyorum. Pes ediyorum… “Olmayacaktı zaten boşuna uğraştım” deyip çabuk havlu atıp sıramı başkalarına devrediyorum. Oyundan usulca çekiliyorum. İçime kapanıyor, düşünmeye başlıyorum. Birkaç taktik belirliyor, yoluna çıkmayı deniyorum. Olmuyor ki. Yapamıyorum. Soluğu aynanın karşısında kendime bakarken alıyorum… Hüznün esir aldığı yüzüm ve halsiz bedenim bir de geleceğe bomboş bakan gözler. Bu ben olamam diyorum. Kendimi avutmaya farklı yerlerden koşmayı, denemeyi düşünüyorum. Yine imkansız, yine boş… Sen olmadığında hayat aslında daha güzel geçiyor. Daha mutluyum, daha neşeliyim, kahkahalarım daha gür, gözlerim ışıl ışıl. Hayat işte, sen ne kadar kaçmaya çalışsanda kalbin acı gerçekle çok geçmeden uyuşturuyor seni. Aklınla, kalbin arasındaki o büyük savaşta direniyorsun ayakta kalmak için. Yapabileceklerinin ve gerçeğin farkındasın. Ama o bitmek bilmeyen “keşke” ler ve “hayal” ler yok mu, seni çıkması zor bilmediğin patikalara sokuyor. Derinlerde, çok derinlerde kayboluyorsun. Boğulmamak için çırpınıyorsun, tekrar yaşama sarılmak için. Belki de bundandır hayatı hızlı yaşama çabam. Belkide hayatta kalmak için, birçok şeyi bir arada deniyor, yapmaya çalışıyorum. Daldan dala olmadığın insanlara bürünüyorsun, saniyeler içerisinde kendini tanıyamıyorsun. Fakat herşeye rağmen özüme dönüp yok saydıklarımın, aslında bir nefes kadar yakın olduklarını unutmamam gerekiyor… Bugün ta ki onu görene kadar, herşey benim için ne kadar harikaydı. Hatırlamak denilen o hastalığı tam da yenmişken, inadına hayat hatırlattı. Adeta “Unutamazsın, onunla yaşamayı öğreneceksin” dedi. Onu bana hatırlatan biri tam karşımda dikiliyordu. Uzun süre tanımamak, görmezden gelmek için çabaladım sadece birkaç dakika kadar. Sonra tabi ki yenildim. Onu hatırlamaya başladıkça hareketlerim hızlandı. Eve geldim acele yemek yedim, arkasından tatlımı yedim, hemen kahvemi yaptım. Belki yarım saat bile sürmedi. Ama hep böyle oluyor. Hemen uyumak istedim. Acele etmek için hiçbir sebebim yokmuş, onlar yeri ve zamanı geldiklerinde illaki çıkacaklar karşıma, asıl önemli olan tüm bunlara ve kalbinin yakarışlarına rağmen ayakta kalabilmekmiş… @mugztheblogger 2007 senesinde Ayazağa Işık Lisesi ve ardından 2011 senesinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu olan Mugz yarışmaya, yazmayı çok sevme kontenjanından katılıyor. MugzTheBlogger; hayat, aşk, kariyer ve daha birçok konuda yazıları ile sizinle buluşuyor. Yazıyı Paylaş Önceki YazıRÜYA DA OLSA GÜZELDİ! Sonraki YazıRuhum, bedenime değil, hiçbir yere sığmadı bugün ... 1 Aralık 2011